Başkan
Başkanın Özgeçmişi
Başkanın Mesajı
   Başkanın Mesajı
Büyüyen Türkiye’ye karşı oynanan oyunlara karşı uyanık olalım

Değerli meslektaşlarım,

Gelişen, büyüyen, dünyada itibar kazanan güzel Türkiye’mizi karıştırmak ve zarar vermek isteyenler var. Şu zamanda birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere karşı dikkatli ve duyarlı olmamız gerekiyor. Sizleri bu konuda sağduyulu ve duyarlı olmaya davet ediyorum. Çünkü esnaf, tüccar ve sanayici güven ister. Güvenimizi bozacak olaylar bizleri iş yapamaz duruma getirir.

Gezi parkı olayları bu ülkeyi sevmeyenler tarafından çıkarılmıştır. Sanmayın ki, sadece içimizdekiler bunu yapıyor. Dışardan provoke eden, yönlendirenler de var.

Türkiye, artık IMF’ye borçlu bir ülke değil, yüksek faizler ödemek zorunda değil. Faiz lobisi artık istediği gibi ülke kaynaklarımızı sömüremiyor. Bizler bu gerçeği görüp uyanık olmalı ve gençlerimizin bu oyuna düşmesine mani olmalıyız. Ortak akıl noktasında birlik olmalı ve hak hukuku, haramı bilen bir millet olduğumuzu hep hatırlamalıyız.

Değerli meslektaşlarım, neden dış güçler ülkemizi karıştırıyorlar? Bunun muhasebesini kendi içinde yapanlar elbette vardır. Yapmayanların bu güzel ülkemizi umursadıklarını pek sanmıyorum çünkü başkalarının verdiği paralarla karınlarını doyuruyorlar.

Bunları neden mi sizinle paylaşıyorum? Çünkü ülkemizde yapılacak yeni yatırımların önünü kesmek, ülkemizin marka olmasını istemeyenler var. Bunlar üçüncü köprüye de, üçüncü havaalanına da karşılar. Asıl meseleleri bu projelerin gerçekleşmesinin önünü kesmek. Almanya, ülkesindeki havaalanın iş yapmayacağını yaşayacak ve görecek. Olay, bu kadar açık ve net.

Türkiye artık yüksek faiz veren, üretmek yerine ithal eden bir ülke değil. Daha çok üreten ve ürettiğini ihraç etmek için çalışan bir ülke var artık. Bizler de kendimize düşen görevin bilinciyle hareket edip 2023 hedeflerimizi gerçekleştirmek için çalışmalıyız. 500 milyar dolar hedefine ulaştığımızda daha müreffeh, daha huzurlu bir ülke olacağız…

Değerli örmeciler,

2013 yılı durgun geçiyor. Özellikle İstanbul’daki biz örmeciler için zor ve sıkıntılı bir dönem oldu. Artık İstanbul’da tekstil yapmak zorlaştı. Anadolu’da 5’inci ve 6’ıncı bölgelere yatırımı teşvik ediyor. Biz İstanbul’dakiler ise her gün daha zor bir güne uyanıyoruz. Kazançlarımız giderek azalıyor. Eski ve hantal üretim metotlarını bırakmadığımız taktirde iş yapmamız daha da zorlaşacak. Kendini geliştirenler varlıklarını her şeye rağmen sürdürecekler, etmeyenler kapanıp gidecek.

Tedbirler alınmazsa ve iyileştirmeler yapılmazsa hep ağlayan, şikâyet eden taraf olacağız. Bizler bu gerçeği görerek hareket edip yeniliklere önem vermeli, kendimizi geliştirmeliyiz. Yeni teknolojileri kullanmalı ve katma değerli ürünler üretmeliyiz. Bunu yapmazsak bir süre sonra kapılarımıza kilit vurmaktan kurtulamayız.

Değerli meslektaşlarım, gelin şimdide sektörümüzle ilgili bazı gelişmeleri birlikte değerlendirelim. Resmi rakamlara göre ülkemiz yılın ilk yarısında yüzde 2,2 oranında büyüdü. Tekstil ihracatımız ise bu dönemde yüzde 7 civarında bir büyüme gösterebildi. Hazır giyim de rakamlar bu şekilde. Bu yeterli mi, elbette değil. En az yüzde 20-25’ler seviyesinde bir büyüme göstermemiz gerekiyor ki, 2023 hedefine ulaşmamız mümkün olabilsin.

Yuvarlak örgü sektörü olarak bu yılın ilk 6 ayında örme makine yatırımlarımızın hız kesmeden devam ettiğini görüyoruz. Sadece bu dönemde 700’ün üzerinde makine girişi oldu ülkemize. Bu şu demek ülkemizin örme kumaştaki üretim kapasitesi yeni makinelerle artmaya devam ediyor.

1990’dan bu yana ülkemize 29 bin adet civarında makine girişi oldu. Bunların 5000 civarında bir kısmı dışarı satıldı ya da başka ülkelerde yatırım için gitti. Eskiyen makineleri çıkardığımızda bugün ki makine kapasitemiz 17-20 binler düzeyindedir. Bu kapasite ülkemiz için çok fazla aslında. Bundan dolayıdır ki, rekabet çok fazla ve kazançlarımız giderek azalıyor. Yani pastadan aldığımız pay küçülüyor.

17 binden fazla yuvarlak örgü makinesiyle Çin’den ve Bangladeş’ten sonra üçüncü sırada geliyoruz ama kurulu kapasitemizi bu ülkeler gibi yüksek oranlarda kullanamıyoruz. Bu kapasitenin neredeyse yarısı aylarca duruyor. Bu büyük bir kayıp değil mi sizce?...

Şimdi de gelin ürettiğimiz 650-700 bin ton kumaşın ne kadarını ihraç ediyoruz buna bir bakalım. TÜİK verilerine göre, geçen yıl ülke olarak 1,1 milyar dolar değerinde, 157 bin ton örme kumaş ihracatı gerçekleştirdik. Bu yılın ilk 5 ayında ise sektör olarak yaptığımız ihracat, miktar olarak 64 bin ton, değer olarak ise 463,6 milyon dolar seviyesindedir. 2012 yılının aynı dönemine göre çok fazla bir fark yok.

Peki, ihracatta az da olsa bir artış varken neden bu yıl geçen yıla göre daha kötü bir algı var sektörde? Bunun cevabı sanırım İstanbul’daki örmecilerin kötüleşen hallerinde gizli. Zira buradaki örmecilerin her geçen gün sıkıntısı atarken Maraş, Tekirdağ gibi üretim maliyetlerinin nispeten daha az olduğu yerlerde üretim ve satışlar artmaktadır, halleri de İstanbul’dakiler kadar kötü değil….

Bu kısa görüş ve değerlendirmeden sonra, 22 Temmuzda gerçekleşen iftarımızla ilgili bir teşekkür mesajımı buradan sizlerle paylaşmak istiyorum. Dernek olarak, çok az mesleki örgüte nasip olacak, bir iftar programı gerçekleştirdik. Çoğunluğu üyemiz 600 davetliyi bir kez daha görkemli bir iftarda buluşturmanın memnuniyeti içindeyim. Buna hiç şüphesiz sponsorlarımız vesile oldular. Hepsine derneğim, yönetim kurulum adına tek tek teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun, kazançlarını daim etsin.

Saygılarımla,
Fikri Kurt
ORSAD YK Başkanı